SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

EBVABU’T-TEHECCUD

<< 590 >>

باب: الدعاء والصلاة من آخر الليل.

14. Gece'nin Sonunda Dua Etmek Ve Namaz Kılmak

 

-وقال الله عز وجل: {كانوا قليلا من الليل ما يهجعون}: أي ما ينامون. {وبالأسحار هم يستغفرون} /الذاريات: 17 - 18/.

Yüce Allah şöyle buyurmuştur: "Gece'nin az bir vakti uyurlar, seher vakitlerinde de istiğfar ederlerdi.[Zariyat 17-18]

 

حدثنا عبد الله بن مسلمة، عن مالك، عن ابن شهاب، عن أبي سلمة، وأبي عبد الله الأغر، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أن رسول الله صلى الله عليه وسلم قال: (ينزل ربنا تبارك وتعالى كل ليلة إلى السماء الدنيا، حين يبقى ثلث الليل الآخر، يقول: من يدعوني فأستجيب له، من يسألني فأعطيه، من يستغفرني فأغفر له).

 

[-1145-] Ebu Hureyre (r.a.)'in belirttiğine göre Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: "Yüce Rabbimiz her gece, gece'nin son üçte biri kaldığında en yakın semaya inerek şöyle der: Bana dua eden yok mu ona icabet edeyim, isteyen yok mu ona vereyim, bağışlanmayı isteyen yok mu onu bağışlayayım.

 

Tekrar: 6321, 7494.

 

 

Diğer tahric: Tirmizi Daavat; Müslim, Salat-ül Müsafirin

 

AÇIKLAMA:     Katade, Mücahid ve başkalarından nakledildiğine göre ayette sözü edilenler, sabah oluncaya kadar teheccüd namazı kılmadan uyumazlardı.

 

Allah'ın bir ciheti olduğunu kabul edenler bu hadisi delil getirerek "bu yön yukarısıdır" demişler, çoğunluk İse bunu reddetmiştir.  Çünkü bu görüşü kabul etmek, Allah'ın bir yeri kapladığı sonucuna götürür ki Allah bundan münezzehtir.

 

Bu hadisteki "inme"nin ne anlama geldiği konusunda farklı görüşler ileri sü­rülmüştür: Bazıları bunu ilk anda anlaşıldığı anlama yormuştur.

 

Bazıları bu konudaki hadislerin sahih olduğunu inkar etmiştir. Haricîler ve Mutezile bu görüştedir. Onlar hakka karşı kibirle nenlerdir.

 

Bazıları Allah'ın keyfiyetten ve başka bir şeye benzemekten münezzeh oldu­ğunu kabul ederek bu ifadeye hadiste yer aldığı şekliyle mücmel olarak iman etmiştir. İlk dönem alimlerinin çoğunluğu böyledir. Beyhakî ve diğer alimler bu görüşü dört İmam ile birlikte, Süfyan-ı Sevrî, Süfyan Ibn Uyeyne, Hammad İbn Seleme, Hammad Ibn ibrahim, el-Evzaî, el-Leys ve diğer alimlerden nakletmiştir.

 

Bazıları yorumda aşırıya giderek neredeyse tahrife varmıştır.

 

Beyhakî şöyle der: Bu konuda en doğru yol, keyfiyetini araştırmaksızın bu­na iman etmek, bununla ne kasdedîldiği konusunda konuşmamaktır. Ancak Nebi'den bu konu ile İlgili bir haber gelmişse bu durumda Rasulullah'tan gelen anlam esas alınır. Bu konuda geniş açıklama Tevhid bölümünde gelecek­tir. [ 7494. hadis.]

 

Ibnü'l-Arabî ise şöyle der: Bid'at mezheplerine mensup kimseler bu hadisleri reddetmişler, selef bunları yorumlamadan kabul etmiş, bazıları ise yorumlamış­lardır. Ben de bu son görüşteyim.

 

Zührî'den gelen rivayetler, Allah'ın sözünün dua, istemek ve istiğfarı içerdiği konusunda birleşmektedir. Üçü arasındaki fark şudur: İstenen şey ya zarar veren şeyin defi yani zararı uzaklaştırmak, yahut faydalı şeyin elde edilmesidir. Bu faydalı ve zararlı şeyler de ya dinî ya da dünyevîdir. İstiğfarda ilkine işaret vardır. Allah'tan istemede İkincisine işaret vardır. Duada ise üçüncüsüne İşaret vardır.

 

Said'İn Ebu Hüreyre'nin rivayetine "Tevbe eden yok mu tevbesini kabul edeyim" ilavesi vardır. Ebu Cafer'in Ebu Hüreyre'den gelen rivayetine "Benden nzık isteyen yok mu ona rızık vereyim, zararının giderilmesini isteyen yok mu ondan uğradığı zararı gidereyim" ifadesi eklenmektedir.

 

Ümmü Sabiyye'nin azatlısı Ata Ebu Hüreyre'nin rivayetine şunları eklemiş­tir: "iyileşmeyi isteyen hasta yok mu ona şifa vereyim"

 

Bunlarda ifade edilenlerin tümü önceki hadisin kapsamına dahildir. Bu ha­dis itaate teşvik etmekte ve itaat için verilecek büyük sevaba işaret etmektedir.

 

Hadisten Çıkan Sonuçlar

 

1- Gecenin sonunda namaz kılmak, başında namaz kılmaktan daha faziletlidir.

2- Vitir namazını geciktirmek, gecenin başında kılmaktan daha faziletlidir. An­cak bu, geceleyin kalkabileceğini düşünenler içindir.

3- Gecenin sonu dua ve istiğfar için daha faziletlidir. Yüce Allah'ın "seher vakit­lerinde istiğfar ederler" ifadesi de bunu göstermektedir. Zira bu vakitte yapılan dua makbuldür. Dua eden bazı kimselerin dualarının gerçekleşmemesi buna aykırı düşmemektedir. Çünkü duanın gerçekleşmemesinin sebebi duanın şartla­rında bir eksikliğin bulunması ihtimalidir. Örneğin yiyecek, içecek ve giyecek konusunda haramdan kaçınmama yahut dua edenin aceleci davranması yahut da duada günah bir şeyin, akraba ile ilişkiyi kesmenin yer alması gibi hususlar duanın kabulüne engeldir. Ya da icabet gerçekleşmekle birlikte kulun istediği şey, kulun maslahatı veya Allah'ın dilediği bir nedenle geciktirilebilir.